Belki bir gün… Diye kandırıyorsun kendini biliyorum.
Çay bardağına bıraktığın dudak izinden akıyor hüznün, pencerede sallanan dalgınlığın ve
perdelerde unuttuğun kimsesizliğin bir gece vakti düşüyor yastığıma.
Saçlarımı tutup getiresim geliyor. Sarıl huzurla uyu diye.
Ama bilirim sevmezsin beni hayat gibi.
Elma şekerlerim erir, içim burkulur. Sonra bütün elma şekeri satıcıları uyuşturucu satıcısı gibi görünür gözüme,
yeni düşleri öldüren.
Senin kendini ‘belkilerle’ kandırdığın gibi kandırırım kendimi. Biliyorum acılarından saklanıştı bende var oluşun.
Buna rağmen hüznüne sevinç olamayışım,
İçimde uğultu olur
Ve ben dünyaya daha sağır olur,
Ağlarım
Çay bardağına bıraktığın dudak izinden akıyor hüznün, pencerede sallanan dalgınlığın ve
perdelerde unuttuğun kimsesizliğin bir gece vakti düşüyor yastığıma.
Saçlarımı tutup getiresim geliyor. Sarıl huzurla uyu diye.
Ama bilirim sevmezsin beni hayat gibi.
Elma şekerlerim erir, içim burkulur. Sonra bütün elma şekeri satıcıları uyuşturucu satıcısı gibi görünür gözüme,
yeni düşleri öldüren.
Senin kendini ‘belkilerle’ kandırdığın gibi kandırırım kendimi. Biliyorum acılarından saklanıştı bende var oluşun.
Buna rağmen hüznüne sevinç olamayışım,
İçimde uğultu olur
Ve ben dünyaya daha sağır olur,
Ağlarım