Nereye baksam "gel beni bul" diye haykırıyor AŞK.Takılıp gidiyorum ardından aşkın sesinin.Ulaşmaya çalışırken o sese,
yakalamaya
çalışırken; tökezliyorum her defasında ona giden yolda Düşüyorum.Her
düşüşten sonra,yamalı bir sevda daha bırakıyorum ardımda.Ve anlıyorum
her defasında neden hep kaçtığımı sevdalarımı yaşamaktan.Ve anlıyorum
her defasında neden hep yarım bıraktığımı aşklarımı.Ve anlıyorum her
defasında,kendime yasakladığım sevdalarım ve sevdayı
yaşamamışlıklarım,bitişleri görme cesareti yoksunluğundan başka birşey
değil...
"Sonsuz ve ölümsüz aşk yoktur" Ama o ses...
Ahh o aşkın beni çağıran sesi yok mu?Tıkayamıyorum kulaklarımı artık.
"Bulduğumda yaşayacağım bu sefer" kararlılığı ile koşuyorum hep.
Düşüyorum.En
ufak bir sendelemede hemen yeni bir arayışa itiliyor yüreğim, sonra bir
yeni arayışa daha, sonra bir yenisine daha.....
Bu öyle bir kısırdöngü ki, aynı anda çoğul sevdalar esiyor yüreğime;
eşzamanlı aşklar yaşıyorum.Fırtınayı bekleyen ben, yetinmeye çalışıyorum rüzgârlarla..
Üstelik çoğu rüzgâr bile değil ve aslında ben çoğunu en baştan anlıyorum,
kendimi kandırıyorum.Ama gene de atıyorum aşkın ılık esen rüzgârlarına
kendimi. Sonu başından belli yarım yamalak sevdalar yaşıyorum.
Her yamalı aşktan sonra daha fazla artıyor açlığım, daha fazla artıyor kana
kana
içme ihtiyacım.Her biri için "acaba bu kez doğru kişi mi" diyerek eş
zamanlı aşklar yaşıyorum. Ve ben, her defasında; daha da üşüyen bir
yürekle başbaşa kalıyorum, daha da yalnız bir yürekle..
Ahh! Ama suç bende, salaklık bende..
Çok şey istiyorum ben!İnsan
olmalı ruh ikizim olmalı. Ruhumu soyabilmeli giysilerimden önce..
Zihinsel uyum "olmazsa olmaz" larımın başında geliyor.
Ve eğer mümkün ise.. Lütfen.Birlikte uyuyup birlikte uyanabileceğim biri olsun bu sefer.
Görüyorsunuz ya; ne çok şey istiyorum. Üstelik bu kadar da değil, liste
daha uzuyor.Tekrar aşkı yaşamayı yasaklasam kendime, eskisi gibi yarım
bırakıp gitmeye karar versem? mi acaba?
Aradıklarım Ama hayır, ben artık gerekirse boğulmak istiyorum sevda denizinde.
Sonları da yaşamak istiyorum artık..
Şimdilerdekilerde değil ama, öncekiler, önceki sevdalarımda hep ışıl ışıl
gözler vardı...
sürekli düşünüldüğüm ve düşündüğüm, arandığım ve aradığım, çılgınca
özlediğim ve özlendiğim, bulutların üzerinde yaşıyormuşcasına yaş****
sevdalardı benimkiler.
Hep öyle kalsınlar istediğim için yarım bırakıldılar zaten.
İstemedim o ışıl ışıl gözlerin donuklaşmasını..
İstemedim telefonumun nadiren çalmasını..
İstemedim paranoyalarımla başbaşa kalmayı..
Korktum hep bitişlerin acımasızlığından..
Sanırım aşk benden intikam alıyor.
Dolu dolu, dopdolu aşkları yaşamadım, yarım bıraktım.
"Madem öyle gel böye" diyor şimdi bana...
"Gel beni bul" diye haykırırken bir yandan, diğer yandan da "ohh canıma
değsin, sana sunduğum fırsatları geri teptin zamanında, kendi düşen ağlamaz"
diyor sanki..
Ey Aşk !
Af diliyorum senden işte...
Çıksana artık karşıma, savursana beni fırtınalarınla....
yakalamaya
çalışırken; tökezliyorum her defasında ona giden yolda Düşüyorum.Her
düşüşten sonra,yamalı bir sevda daha bırakıyorum ardımda.Ve anlıyorum
her defasında neden hep kaçtığımı sevdalarımı yaşamaktan.Ve anlıyorum
her defasında neden hep yarım bıraktığımı aşklarımı.Ve anlıyorum her
defasında,kendime yasakladığım sevdalarım ve sevdayı
yaşamamışlıklarım,bitişleri görme cesareti yoksunluğundan başka birşey
değil...
"Sonsuz ve ölümsüz aşk yoktur" Ama o ses...
Ahh o aşkın beni çağıran sesi yok mu?Tıkayamıyorum kulaklarımı artık.
"Bulduğumda yaşayacağım bu sefer" kararlılığı ile koşuyorum hep.
Düşüyorum.En
ufak bir sendelemede hemen yeni bir arayışa itiliyor yüreğim, sonra bir
yeni arayışa daha, sonra bir yenisine daha.....
Bu öyle bir kısırdöngü ki, aynı anda çoğul sevdalar esiyor yüreğime;
eşzamanlı aşklar yaşıyorum.Fırtınayı bekleyen ben, yetinmeye çalışıyorum rüzgârlarla..
Üstelik çoğu rüzgâr bile değil ve aslında ben çoğunu en baştan anlıyorum,
kendimi kandırıyorum.Ama gene de atıyorum aşkın ılık esen rüzgârlarına
kendimi. Sonu başından belli yarım yamalak sevdalar yaşıyorum.
Her yamalı aşktan sonra daha fazla artıyor açlığım, daha fazla artıyor kana
kana
içme ihtiyacım.Her biri için "acaba bu kez doğru kişi mi" diyerek eş
zamanlı aşklar yaşıyorum. Ve ben, her defasında; daha da üşüyen bir
yürekle başbaşa kalıyorum, daha da yalnız bir yürekle..
Ahh! Ama suç bende, salaklık bende..
Çok şey istiyorum ben!İnsan
olmalı ruh ikizim olmalı. Ruhumu soyabilmeli giysilerimden önce..
Zihinsel uyum "olmazsa olmaz" larımın başında geliyor.
Ve eğer mümkün ise.. Lütfen.Birlikte uyuyup birlikte uyanabileceğim biri olsun bu sefer.
Görüyorsunuz ya; ne çok şey istiyorum. Üstelik bu kadar da değil, liste
daha uzuyor.Tekrar aşkı yaşamayı yasaklasam kendime, eskisi gibi yarım
bırakıp gitmeye karar versem? mi acaba?
Aradıklarım Ama hayır, ben artık gerekirse boğulmak istiyorum sevda denizinde.
Sonları da yaşamak istiyorum artık..
Şimdilerdekilerde değil ama, öncekiler, önceki sevdalarımda hep ışıl ışıl
gözler vardı...
sürekli düşünüldüğüm ve düşündüğüm, arandığım ve aradığım, çılgınca
özlediğim ve özlendiğim, bulutların üzerinde yaşıyormuşcasına yaş****
sevdalardı benimkiler.
Hep öyle kalsınlar istediğim için yarım bırakıldılar zaten.
İstemedim o ışıl ışıl gözlerin donuklaşmasını..
İstemedim telefonumun nadiren çalmasını..
İstemedim paranoyalarımla başbaşa kalmayı..
Korktum hep bitişlerin acımasızlığından..
Sanırım aşk benden intikam alıyor.
Dolu dolu, dopdolu aşkları yaşamadım, yarım bıraktım.
"Madem öyle gel böye" diyor şimdi bana...
"Gel beni bul" diye haykırırken bir yandan, diğer yandan da "ohh canıma
değsin, sana sunduğum fırsatları geri teptin zamanında, kendi düşen ağlamaz"
diyor sanki..
Ey Aşk !
Af diliyorum senden işte...
Çıksana artık karşıma, savursana beni fırtınalarınla....