Fransız Sineması'nın son dönemde en çok dikkat çeken isimlerinden Marion Cotillard, Paris-Match dergisine verdiği röportajda, Oscar kazanmasını ve Hollywood'da yaşadıklarını anlattı.
2008 yılında 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında Oscar ödülü aldınız. Bu, kariyerinizde, arzuladığınız en son nokta mıydı?
Oscar almak bir oyuncu için en yüksek noktalardan biri. Evet kabul ediyorum, Oscar, içimdeki birçok şeyin sakinleşmesini sağladı. Hâlâ, bu kadar önemli bir ödüle layık mıyım, değil miyim diye sorguluyorum kendimi... Ama, Oscar'ın son nokta olduğunu düşünmüyorum. Bir oyuncu olarak, sürekli yeni şeyler yaratmak zaten benim içimde olan bir şeyler.
Oscar almanızdan önce, basına verdiğiniz röportajlarda sanki daha rahattınız... Daha mı çok kendinizi saklamaya başladınız?
Sanırım doğru bir tespitte bulundunuz. Eskiden, kendimle ilgili her şeyi hemen anlatırdım. Şimdi, ister istemez kendimi biraz daha korumaya aldım. Öyle her şeyi, eskisi gibi çok anlatamıyorum.
Kariyerinizi Hollywood'da sürdürüyorsunuz. Amerikalılar sizin en çok neyinizi seviyor?
Arzu ve isteğimi. İşime gönülden bağlı olmamı.
Başka bir oyuncuyu hiç kıskandığınız oldu mu?
Evet, bir kere, çok istediğim bir rolü başka bir oyuncu almıştı. Ancak, bu zarar verici ve yıpratıcı bir kıskançlık değildi...
Çok başarılısınız, ancak düşünceli bir haliniz var...
Aynı şeyi defalarca söylediler bana... Ama, sanırım sürekli bir tedirginlik hali var bende... Bu içimden geliyor, değiştirebileceğim bir şey değil... Çalışmak benim içimdeki kararsızlığı ve fazla düşünceli halimi kırmamı sağlıyor.
Kendinizi üç sıfatla tarif etmeniz gerekse, hangisi olur?
Kararlı, tutkulu ve meraklı.